Her ne kadar oranı düşük de olsa, ameliyatta veya sonrasında oluşabilecek en önemli iki risk kaçak oluşması ve embolidir (pıhtı atması).
Kaçak :
Bu ameliyatta midenin sol tarafı çıkarılırken özel malzeme ve cihazlar kullanılır. Dolayısıyla midede bir dikiş hattı kalır. Ameliyat sonrası bu dikiş hattından dikişlerin bir veya birkaçı tutmayabilir. Buna kaçak adı verilir. Yani özetle buna yapılan dikişin tutmaması, dikişin atması denebilir.
Bu kaçakların nedenleri hem cerraha hem de hastaya bağlı olabilir. Cerraha bağlı sebepler cerrahi teknik, kullanılan malzemeler ve cerrahın deneyimidir. Hastaya ait olan nedenler daha çok obezitenin vücuda getirdiği yüke bağlıdır. Yani hasta ne kadar çok kilolu ise kaçak riski o kadar yükselir. Çünkü obezitenin kendisi bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açabilir. Diğer yandan cerrahi travma yaranın biraz daha uzun ve zor iyileşmesine neden olabilir.Ameliyat sonrası hastanın kendisine bildirilen kurallara uymaması da kaçak riski oluşturur.
Kaçak riski % 1 civarındadır. Ancak kaçakların bir kısmı mikro-kaçaktır ve çoğu fark edilmeden iyileşmektedir, sorun oluşturmamaktadır. Olguların bir kısmında bu kaçaklara bağlı küçük apseler gelişebilir. Bu durumlarda apsenin dışarıdan boşaltılması (peruktan drenaj) ve uygun antibiyotik tedavi gerekebilir. Hatta tekrar ameliyat gerekebilmektedir.
Emboli :
Emboli genelde ayakta bir pıhtının olması ve bunun vucut damarı içinde başka yerlere giderek bir yeri damarı tıkamasıdır. Obez hastalarda zaten ameliyat olmasalar da pıhtı riski vardır. Bu hastalarda zaten var olan emboli riski ameliyat ile bir miktar daha artar. Ancak hastaya ameliyat öncesi ve sonrası kan sulandırıcı verilmesi, hastanın erken yürütülmesi, ameliyatta özel çorap ve anti-embolik pompa sistemleri kullanılmasıyla risk oldukça azaltılır.
Kilo arttıkça emboli riski artar ama genel olarak kabaca emboli riski %04 (binde 4 ) denilebilir.