Transit Bipartisyon Ameliyatı

  • Editör: hedza - Perşembe, Temmuz, 2017

Transit bipartisyon ameliyatı en küçüğü 0,5 cm, en büyüğü 2 cm’lik beş adet küçük kesiler ile laparokopik (kapalı) olarak gerçekleştirilir.

Karın boşluğu karbondioksit gazı ile şişirilir ve  yapılan bu küçük kesilerden özel aletler girilerek ameliyat gerçekleştirilir.

Ameliyatta önce mide çıkış bölümüne 6-8 cm mesafeden başlanarak mide dik bir şekilde tüp mide ameliyatına benzer şekilde kesilir midenin yaklaşık %60-70’lik bölümü çıkarılır. Bu ameliyatta midede kalan mide hacmi tüp mide ameliyatında bırakılan hacimden daha fazla olduğu için ameliyat sonrası ‘yaşam kalitesi’ tüp mide ameliyatına göre daha fazladır. Ameliyatta ince bağırsak ile kalın bağırsak birleşim yerinden itibaren geriye doğru 100 cm bağırsak ölçülür ve burası işaretlenir. Buradan itibaren de 150 cm bağırsak sayılır. Yani toplam 250. Cm den barsak ikiye ayrılır. Ayrılan bu barsağın alt ince bağırsak ucu, daha önce küçültülmüş midenin çıkış bölümüne yakın bağlanır ve bir pencere açılır.  250. Cm den kesilen ince barsağın üst ucu ise 100. Cm den işaretlenen bağırsak bölümüne ağızlaştırılır.

Bu işlem sonrasında yenilen gıdalar 2 farklı yoldan ince barsağa geçebilir. Birinci yol midenin orijinal ve fizyolojik olan çıkışı ve 2. Yol ise bizim açtığımız yol.

Kontrast madde verilerek yapılan çalışmalarda gösterilmiştir ki alınan gıdaların üçte biri normal eski yoldan, üçte ikisi yeni oluşturulan yoldan (2,5 metrelik yeni yol) bölümüne gitmektedir. Bu 2,5 metrelik ince barsak bölümüne GLP-1 adlı hormon salgılanır

Gıdalar bu ince barsak bölümüne geldiklerinde hemen GLP-1 adlı hormon salgılanır ve bu hormon pankreastan insülin salgılanmasını uyarır. Diğer yandan  bu hormon dokulardaki insülinin etkinliğini de artırmaktadır. Yani bu hormonun etkisi ile pankreastan hem daha erken, hem daha fazla  hormon sakınması sağlanırken, aynı zamanda dokularda daha etkili bir insülin gücü oluşturulmuş olur. Böylece tip 2 şeker hastalığında %90-95 oranında tam bir iyileşme sağlanır. Ne insülin ne şeker ilacına gerek duyulmaz. Kan şekeri normale döner. %5-10 hastanın çoğunda da insülin kullanımına gerek kalmaz ve küçük bir doz tablet kullanakla hasta desteklenir.

Bu ameliyatın avantajları şöyle özetlenebilir :

  1. Genişletilmiş bir tüp mide ameliyatı yaparak hastaların mide üst kısmından salgılanan açlık hormonu (Ghrelin) ortadan kaldırılmış olur. Hastalar genellikle hiç açlık çekmezler.
  2. Mide hacmi küçültüldüğü için çok çabuk doyarlar.
  3. Gıdaların 2/3 ü yeni yoldan gittiği için hastaların gıda emilimi düşer ve böylece yüksek kalori aksalar dahi sanki sürekli ve kontrollü bir diyet içindeymiş gibi olurlar. Ancak diyetten farkı açlık ve ona bağlı etkiler görülmez.
  4. Gıdaların 1/3 ü orijinal fizyolojik yoldan gittiği için, gastrik bypass vb ameliyatlardaki gibi ömür boyu ilaç kullanmalarına, vitamin veya demir iğneleri vurulmalarına gerek kalmaz. Aylık kan tahlilleri gerekmez,  hastaneye/hekime bağlılık ortadan kalkar. Çünkü fizyolojik yol demir, vitamin, mineral vs emilimini yapmaktadır.
  5. Kilolu hastalar bu ameliyatla ‘toplam ağırlığının’ ‘ortalama’ %35-45 sini (fazla kilolarının en az %80’ini) verirler. Yani boyu 160 olan 100 kg lık hasta 55-65 kiloya iner. İyi bir takip ile verilen kilolar artırılabilir veya daha yüksek kalori beslenmesi ile daha fazla kilo vermesi önlenebilir.
  6. Tüp mide ameliyatı sonrası tekrar kilo alma riski %20-30 iken, bu ameliyatla tekrar kilo alma riski %2-3 tür.
  7. Yukarıda bahsettiğim gibi Tip-2 diyabete etkisi çok üst düzeydedir.
  8. Ayrıca diyabet ve obeziteye eşlik eden diğer ek hastalıklarda da (kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, uyku apnesi, diz ve eklemlerde ağrılar, polikistik over, adet düzensizlikleri, düşükler, horlamalar, solunum hastalıklar gibi) %70-95 oranında tamamen düzelir.
  9. Yeni açılan ince barsak yolu mide içi basıncını düşürdüğü için, 3 ayrı dikiş hattı olmasına rağmen, beklenenin aksine bu ameliyatlardaki kaçak riski tüp mide ameliyatlarından çok daha azdır (risk 3 kat düşük).