İlk kez Brezilyalı cerrah Sergio Santoro tarafından tanımlanan bu yöntem, aslında tüp mide (sleevegastrektomi) ameliyatı ile birlikte R-Y gastroenterostomi ameliyatını birleştiren bir tekniği içerir. Daha geniş bir tüp mide ameliyatını takiben, ince bağırsağın hesaplanan bir kısmının mideye ağızlaştırılarak hem pilordan (fizyolojik yol) hem de yeni açılan yoldan olmak üzere gıdalara 2 farklı geçiş yolu oluşturulmuş olur.
Bu uygulamada, önce bir tüp mide ameliyatı uygulanır. Burada mide hacmi tüp mideden bir miktar daha geniş bırakılır. Sonra ince bağırsak ve kalın bağırsak birleştiği yer bulunur (İleo-çekal bileşke). Bu bileşkeden başlayarak ince bağırsak geriye doğru santim santim sayılır. İleoçekal bileşkeden 100 - 120. Cm ye ulaşılır. Bu noktaya işaret konur.(Hastaya göre bu kısım 80-200 cm olabilir). Sayılmaya devam edilerek ileoçekal bileşkeden 250-270 Cm ye ulaşılır. Yani işaret koyduğumuz yerden 150 cm daha yukarı çıkılmış olur. (Hastaya göre bu mesafe 50-150 cm olabilir) İşaretlenen yere kadar 100-120 cm ve oradan itibaren 150 cm lik yani toplam 250-270 cm'lik yere ulaşınca bu ince bağırsak kısmi kesilerek ikiye bölünür. Artık elimizde 2 tane ince bağırsak ucu vardır. İleoçekal bileşkeden hesaplanarak bulunan aşağıdaki uç midenin alt kısmına doğru çekilir. İleoçekal bileşkeye kadarki 250-270 cm'lik bağırsağın ucunun mide alt kısmı ile ağızlaştırması amaçlanır. Bu amaçla mide alt kısmındaki uygun bir alanda açılan bir pencere ile mide ve ince bağırsak ağızlaştırılır ve gıdaların bir kısmının bu 250-270 cm kısmından geçişi sağlanır. Ancak elimizde 250-270 cm den kesip ayırdığımız ince bağırsak üst ucu durmaktadır. Buradan mide asiti, safra, pankreas sıvısı vs gelmektedir. Bu uçta ileoçekal bileşkeden başlangıçta hesaplayarak işaretlediğimiz ince bağırsağın 100-120. cm kısmıyla ağızlaştırılır.
Bu hastalarda oral kontrast madde veya işaretli izotoplar ile yapılan çalışmalar şunu göstermiştir :
Gıdaların 2/3’ü yeni açılan yoldan ince bağırsağa geçerken , pilor denilen valf sisteminin gıda geçişini periyodik olarak durdurmasına bağlı olarak alınan gıdaların 1/3’ü fizyolojik yoldan ince bağırsağa geçmektedir. .
✓ Diğer Obezite ameliyatlarından farklı olarak bu grup hastalarda vitamin eksikliği gelişme riski daha azdır (%10 dan azdır). Diğer yandan kansızlık gelişmesi riski de %7 den azdır. Bu nedenle bu ameliyatı olan hastaların %95 inde ömür boyu düzenli vitamin ve demir kullanmasına gereksinim olmaz. Çünkü antrum korunması, pilor ve duodenumun fizyolojik olarak çalışıyor olması vitamin, mineral, demir ve kalsiyum takviyesi ihtiyacını ortadan kaldırır.
✓ Mide içi basıncı düşük olduğu için bu ameliyat sonrası kaçak oranı tüp midedeki kaçak oranından daha düşüktür.
✓ Bu ameliyat sonrası endoskopik girişimlerde (gastrik bypass ameliyatındaki gibi) görülmeyen mide alanı yoktur, kalan tüm mide görülebilir. SADİ-S veya Gastrikbypasta yaşanmasına rağmen, bu ameliyatla duodenuma, safra yollarına ulaşmak engellenmemiş olur ve bu ameliyat hem tanı hem tedavide endoskopik girişimlere engel teşkil etmez.
✓ Obezite tedavisinde etkisi iyidir ve diyabetite tam kontrol oranı %86 dır.
Prof. Dr. Haluk Recai ÜNALP 1963 yılında Merzifon’da doğdu.1987 yılında Ankara GATA Tıp Fakültesinden mezun oldu.
1987- 1990 yılına kadar Keşan 4. Piyade Tümeninde Başhekimlik ve Sağlık Şube Müdürlüğü yaptı 2015 Yılında ise Profesör ünvanını almıştır.
İstanbul İrtibat: +90 (544) 422 32 04
İzmir İrtibat: +90 (544) 422 32 03
Tel: +90 (232) 422 32 02
Eposta: info@halukunalp.com
Lokasyon: Haritaya Gözat