Açık veya kapalı cerrahi yöntemler ile İLEAL İNTERPOZİSYON ameliyatı (iip : ilealinterpozisyon ameliyatı (çok delikten yapılan duodenumun 1 kıtadan kapatılması, ileumun son kısmından 170 cm kesilmesi ve bu açılan uçların birleştirilmesi ve elde kalan ileumunust kısmının duodenum alt kısmının jejenum ile birleştirilmesi ameliyatı,) hastanın sadece az yiyerek kilo verilmesini ve bu arada ileum denen ince bağırsağın üst kısmının jejenum denen ince bağırsağın üst kısmına ağızlaştırılmasını ve ileumun üst kısmının duodenuma ağızlaştırılmasını ve böylece gıdanın ince bağırsaklarsa emiliminin kısmen azaltılmasını ve insülin salınımının erkenden uyarılmasıyla diyabeti tedavi etmeyi amaçlayan cerrahi yöntem, hastanın diyet ve spor programına ilave edilerek kilo vermesine ve veya diyabet hastalığının kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir.
Yapılacak ameliyat şematik olarak aşağıdadır. Bu operasyonlarda iki farklı mekanizma kullanılarak (AÇIK VE KAPALI YÖNTEM) hastanın etkili kilo vermesi / diyabetin kontrolü sağlanmış olmaktadır. Bu operasyonlar karın ön duvarı kesilerek açık cerrahi yöntemler ile yapılabildiği gibi sadece 0.5-1,5cm çapında olan 5-8 delikten sokulan kamera ve cerrahi aletler eşliğinde karın içi karbondioksit gazı ile şişirilerek laparoskopik (kapalı) yöntem ile de uygulanabilmektedir. Karın cildindeki açıklıklar estetik olarak kapatılacaktır.
Bu operasyondan sonra obezite ve diyabet tedavisinin esas çizgilerinde bir değişiklik olmayacaktır (özel beslenme planları, diyete devam edilmesi ve spor yaparak, uzun süre diyetisyenin gözetimi altında kalmak gibi). Operasyondan sonra en az 3 hafta sıvı gıdalarla beslenme gereklidir. Daha sonra size verilecek özel diyet ve aralıklarla vücut fonksiyonlarının kontrolü desteğinde kilo verme prosedürü devam edecektir. Daha konudaki detaylı bilgiler tarafımdan size anlatılmıştır.
Bu form ameliyat ve sonraki dönem hakkında detaylı bilgileri aldığınızı ve bu konudaki onamınızı içerir.
Bilgilendirmede Kullanılan Resimler (1. Resim operasyon hazırlık, 2. Sonrasıdır)
Bu ameliyat çok delikten veya açık cerrahi girişimle yapılan duodenumun 1 kıtadan kapatılması, ileumun son kısmından 170 cm kesilmesi, beslenmesi bozulmayacak şekilde ayrıştırılması ve bu kalan ince bağırsaktaki uçların birleştirilmesi ve ayrıştırılan ince barsak kısmının ( ileumun) üst kısmının duodenum alt kısmının jejenum ile birleştirilmesi ameliyatıdır.
Bütün obezite ve metabolik cerrahi yöntemler gibi İİP da, eğer kontrendikasyon yoksa tamamen laparoskopik dediğimiz kapalı yöntem ile uygulanmaktadır. Ancak bazen açık cerrahiye geçmek gerekebilir. Laparoskopik yöntemde karında açılan bir santimden küçük delikler ile bütün ameliyat gerçekleştirilir. Bunun için özel aletler kullanılır. Midenin istenilen kısmının kesilmesi ve dikilmesi işlemi bu iş için özel olarak tasarlanmış ve sadece sizin ameliyatınızda kullanılarak atılan özel cihazlar ile gerçekleştirilir. Bu cihazlar mide duvarınızı keserken birbirine özel dikişler ile yapıştırır. İlave olarak mide çıkışında duodenum denilen ince bağırsak kısmı yaklaşık 4-5 santim kadar serbestleştirilir. Bu kısmın aşağı kısmı stapler veya diğer malzemeler kullanılarak kesilir ve kapatılarak doudenum güdük haline getirilir. Mide tarafında kalan kapalı duodenum güdük ise, ince bağırsakların alt kısımlarından hastaya göre farklı olarak hesaplana bir alan ile stapler ve dikişler vasıtasıyla ağızlaştırılır. Burada seçilen ileum kısmı kullanılır. İnce bağırsağın serbest kalan 2 ucu ağızlaştırılırken duodenuma çekilen ince bağırsağın (ileum) alt kısmı jejenuma ağızlaştırılır.
✓ İİP ameliyatında açlık hormonu salgılayan mide merkezi çıkarılır
✓ İleum denilen alt kısın yemekle ilk karşılaşacak şekilde mide çıkışına eklendiği için , yemek geçişinde erkenden GLP-1 salgılanır. Bu pankreastan insülin salınımını uyarır
✓ Ayrıca mekanizma salınan insülin drencini yok ederek daha etkin insülin etkisi oluşturur.
Cerrahi Tedavi Sonrası Olası Sonuçlar : Şunları Bekliyoruz :
✓ Genel anestezi (Narkoz) alan hastalarda artmış akciğer enfeksiyonu riski, akciğerin belli bölgelerinde sönmeler, çökmeler olabilir. Bu durumda antibiyotik tedavisi ve fizyoterapi gerekebilir.
✓ Özellikle uzun süre hareketsiz kalan hastalarda, şişmanlık problemi olanlar ve kanın pıhtılaşma şansını arttıran ilaç kullananlarda ağrı ve şişmeyle birlikte bacaklarda pıhtı oluşumu (derin ventrombozu veya DVT). Çok nadir olarak bu pıhtı bulunduğu yerden koparak akciğerlere gidebilir.
✓ Kalpte zorlanmaya bağlı kalp krizi veya kalp yetmezliği
✓ Merkezi sinir sistemi ile ilgili sorunlar ve Felç.
✓ İşlemden kaynaklanabilen ölüm.
✓ Obez (kilolu) hastalarda artmış yara yeri enfeksiyonu riski, akciğer enfeksiyonu, kalp ve akciğer komplikasyonları, pıhtılaşma.
✓ Sigara içen hastalarda artmış yara yeri enfeksiyonu riski, akciğer enfeksiyonu, kalp ve akciğer komplikasyonları, pıhtılaşma.
✓ Şeker hastalığı ve hipertansiyon gibi önceden bilinen sistemik hastalığı olan hastalarda bu problemlere bağlı oluşabilecek ataklar ve problemler.
✓ Laparoskopik olarak uygulanan operasyonlar sırasında karın içi basıncın artması sonucunda zemininde akciğer yetersizliği, kalp yetersizliği ve kalp ritim bozukluğu olan hastalarda bu teknikte operasyon sırasında kalbin yukarıya doğru itilmesine bağlı sorunların gelişmesi.
✓ Diğer bilgiler
✓ Major cerrahi sonrası ölüm
✓ Karın içinde iltihabi birikim apse
✓ Allerjik reaksiyonlar
✓ Anestezi komplikasyonları
✓ Kanama
✓ Derin ventrombozu ve pulmoneremboli
✓ Bağırsak tıkanıklığı, İç organlar arasında fıtıklaşma ve herniasyon
✓ Açık cerrahiye dönüş
✓ Depresyon
✓ Yutma güçlüğü
✓ Saç dökülmesi
✓ Enfeksiyon
✓ Perforasyonintestinal kaçak
✓ Dalak yaralanması
✓ İdrar yolu enfeksiyonu
✓ Ameliyat sırasında karın içinde veya kaslar ile cilt bölgesinde kanama olabilir ve kan birikimine bağlı hematom denilen kan pıhtısının toplanması gelişebilir. Buna bağlı olarak hastaya kan ve kan ürünleri verilmesi gerekebilir. Bunların da kendilerine has alerji, diğer komplikasyonlar ve ölüm riskleri mevcuttur.
✓ Ameliyat sonrası karın içinde veya yarada iltihap gelişebilir. Bunlar bazı durumlarda tekrar ameliyat ya da küçük cerrahi müdahaleler gerektirebilirler.
✓ Ameliyat sırasında mide, pankreas, on iki parmak bağırsağı, ince ve kalın bağırsak, karaciğer, safra kesesi ve yolları, dalak, böbrek, mesane ve büyük damarlar gibi organ yaralanmaları olabilir ve bu yaralanmalar hayati tehlike taşıdığından ek müdahaleler gerektirebilir.
✓ Laparoskopik (kapalı) olarak başlanan ameliyatlarda şartlar uygun değilse ve hastanın sağlığı için tehlike oluşacaksa açık cerrahiye geçilecektir. Bu olasılık % 1-5 dolaylarındadır.
✓ Kesilen ve dikilen mide ve bağırsak duvarlarında kaçak ve dikiş açılmaları oluşabilir ve tekrar operasyon, uzun süreli hastanede yatış gereksinimi ve hatta hayati tehlike ile seyredebilir. Bu durum ilave ameliyatları veya girişimleri (stent gibi) gerektirebilir
✓ Bu sorunların ortaya çıkmaması için gereken tüm önlemler alınacaktır ancak böyle bir durum varlığında daha sonra çok sayıda cerrahi müdahale gerekebilir ve en kötü durumda hasta kaybedilebilir.
✓ Açık cerrahide operasyon yerinde uzun süreli akıntılar ve cildin altındaki yağ dokularının eriyip iyileşmemesi, ayrıca yaranın kısmen veya tamamen açılması sonucu erken yada geç dönemde fıtıklaşmalar gelişebilmektedir.
✓ Laparoskopik (kapalı) ameliyatlardan sonra aletlerin giriş yerlerinde nadiren fıtıklar oluşabilir ve bunların onarımı için başka cerrahi müdahaleler gerekebilir.
✓ Uzun vadede safra kesesi içinde taş oluşma riskinde artış olduğu bildirilmiştir.
✓ Mide Dikiş Hattından Kaçak : Sleevegastrektomi ameliyatında midenin bir kısmı çıkartılmaktadır. Geride kalan ve hacmi küçültülen midede bir dikiş hattı kalmaktadır. Bazı vakalarda bu dikiş hattından küçük kaçaklar olabilmektedir. Bu risk % 1'den düşüktür. Olan kaçakların da birçoğu fark edilmeden iyileşmektedir. Bazı durumlarda bu kaçaklara bağlı küçük apseler gelişebilir. Bu durumlarda da apsenin dışarıdan boşaltılması ve uygun antibiyotik tedavi ile sorun çözülmektedir. Nadir durumlarda tekrar ameliyat ile uygun tedavinin yapılması gerekebilmektedir. Mideden oluşabilecek bu kaçakların nedenleri hem cerrahi tekniğe hem de hastaya ait sorunlara bağlı olabilir. Bugün cerrahi olarak dikiş hattının güvenliği için çok çeşitli metodlar geliştirilmiş ve uygulanmaktadır. Bu metodlar her cerrah tarafından farklı farklı kullanılmaktadır. Hastaya ait olan nedenler daha çok obezitenin vücuda getirdiği yük nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Obezitenin kendisi bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilmektedir. Bu da cerrahi olarak yaratılan travmanın biraz daha uzun ve zor iyileşmesine neden olabilmektedir.
✓ Duodeno-ilealanstomozda kaçak, anastomoz ayrılması, safra fistülü veya darlık olabilir. Bu durum hastanede yatış süresini uzatabilir, yeni ameliyatlara veya girişimlere yapılmasına neden olabilir ve hatta tedaviye rağmen sepsis gibi nedenlerle komplikasyon ölüm ile sonuçlanabilir. Kaçak oranı % 1 civarındadır
✓ Duodenum güdüğümde kaçak, dikiş hatlarında açılma ve safra fistülü oluşabilir. Bu komplikasyon da oran kabaca %1-2 dir. Bu komplikasyon hastanede yatış süresini uzatabilir, yeni ameliyatlara veya girişimlere yapılmasına neden olabilir ve hatta tedaviye rağmen sepsis gibi nedenlerle komplikasyon ölüm ile sonuçlanabilir.
✓ Güdük ve anastomozda oluşabilecek komplikasyonlar bedeniyle yapılacak ameliyatlar sırasında SADİ-S ameliyatı diğer obezite ve diyabet ameliyatlarına çevirtilebilir. (Gastrik bypass gibi)
✓ İnce bağırsak anastomozlarında kaçak riski.
Prof. Dr. Haluk Recai ÜNALP 1963 yılında Merzifon’da doğdu.1987 yılında Ankara GATA Tıp Fakültesinden mezun oldu.
1987- 1990 yılına kadar Keşan 4. Piyade Tümeninde Başhekimlik ve Sağlık Şube Müdürlüğü yaptı 2015 Yılında ise Profesör ünvanını almıştır.
İstanbul İrtibat: +90 (544) 422 32 04
İzmir İrtibat: +90 (544) 422 32 03
Tel: +90 (232) 422 32 02
Eposta: info@halukunalp.com
Lokasyon: Haritaya Gözat